Hulk ve The One Above All

Immortal Hulk Serisi’nin son düzlüğünde The One Above All çıktı piyasaya ve Hulk’a “Sen benim çocuğumsun!” dedi. Sadece bu cümleye bakarak, Tanrı’nın da yalan söylemeyeceğini düşünürsek, Hulk’un Tanrı’nın oğlu olduğunu varsayabiliriz. Ama biraz daha detaylı inceleyelim, bakalım öyle miymiş?

Immortal Hulk, The One Below All’u buluyor.

Finale gelmeden finalin başlarında 1901 yılındayız. Robert Sterns isimli bir papazın kardeşini öldürdüğünü, sonraki sayfalarda da karısnı evden kovduğunu görüyoruz. Bu kişi gama radyasyonuna maruz kalıyor ama farkında değil. Bu fasikülde adı geçecek olan The Leader isimli kötü Hulk türü onun soyundan geliyor.

Finale doğru Hulk, cehennemde yani Below Place’de dostlarıyla, düşmanlarıyla, inişli çıkışlı, dramlarla dolu, 50 fasiküllük bir yolculuktan sonra bu lanet yerin merkezine varıyor. Üç kişiler. Gazeteci Jackie McGee, Kırmızı Hulk ve Yeşil Hulk.

Merkeze geldiklerinde Yeşil Hulk’un ellerini bile parçalayacak kadar sert bir kapıya denk geliyorlar. Orayı kırıp içeri girince de bir sürü eciş bücüş gama radyasyonlu tipe, kendi geçmişlerinden kişilere ve nihai olarak da The Leader isimli az önce bahsettiğim kötü Hulka denk geliyorlar.

The Leader, The One Below All tarafından ele geçirilmiş, bir nevi hikaye sonu canavarı bu seride. The Leader’ı yani The One Below All’un o anki avatarını yendikleri zaman, The One Below All’la başbaşa kalıyorlar. Burada da asıl konumuza geliyoruz.

The Leader’ın gerçek ismi Samueal Sterns. The One Below All’dan ayrıldıktan sonra sonra kafayı yemiş durumda ve tecrübe ettiği şeylerin zihninden gitmesini istiyor. Hatırlamak istemiyorum, bilmek istemiyorum diye bağırıyor. İşte tam bu nokta da Hulk “Belki sen bilmek istemiyorsun ama ben bilmek istiyorum. Neden?” diyor ve The One Below All’a sormaya başlıyor:

“Neden? Neden Hulk diye bir şey olmak zorunda? Neden çevreme zarar vermek zorundayım? Neden sürekli ızdırap çekmeliyim? Üzülmeliyim, korkmalıyım? Neden? Kısaca ben neden varım?”

The One Below All buna cevaben kendisinin ne kadar kötü, tüm kötülüklerin anası, yıkımın vücüt bulmuş hali, Dünya’nın yok edicisi, zihinlerin zehiri, yargısız infazın kendisi, korkunun kaynağı olduğuna dair bilgiler veriyor. Ama Hulk bunu sormuyor. Ona ne olduğunu sormuyor. Hulk kavramının, hulkların neden var olduğunu anlamaya çalışıyor.

Kırmızı Hulk araya giriyor ve The One Below All’a kısaca “Kes tantanayı de yüzünü göster, gözlerimin içine bakarak konuş” demeye getirdiği söylemlerde bulunuyor.

The One Below All, The One Above All Aynı Güç

Burada da anlaşılıyor ki The One Below All ve The One Above All aynı güçlermiş. Ses “Tamam madem görmek istiyorsunuz, göstereyim. Ben The One Above All’um” diyor. Herkes farklı şekilde görüyor onu. Hulk bakmaya korkuyor, McGee ise annesinin yüzünü görüyor örneğin.

Kırmızı Hulk hala cevap bekliyor. “Neden var Hulklar?”

The One Above All da burada “Çünkü sen benim çocuğumsun” diyor. Burada durursak Hulk’un The One Above All’un çocuğu olduğuna kanaat getirip dağılabiliriz. Ama devamı var tabii.

Cümle cümle bakalım:

The One Above All konuşmaya başlıyor. “Sen benim eserimsin. Sen bir gerekliliksin. Terazinin iki tarafı var. Ben bu temeli atarken senin durumun neydi? Anladın mı” diyor ve devam ediyor. “Neden mi varsınız? Hayır. Ben size soruyorum. Neden varsınız? Zamanla ne oldunuz? Ben yıkarım da var ederim de. Var etmek için yok ederim de. Ya sen? Sen yıkar mısın, inşa mı edersin? Seni denge ol diye yarattım. Ne olacaksın yıkım mı? Sevgi ve merhamet ne olacak?” En son da -burası önemli- sol elin gücü temsil ettiğini söylüyor ve duruyor. Hiç kimse bir şey anlamıyor. Bunun bize bir şey anlatacağı yok diyorlar ve oradan uzaklaşmaya karar veriyorlar.

Uzaklaşmadan Yeşil Hulk, The One Below All’un gücünden sıyrılmış Samuel Sterns’e dönüyor. Ve sağ elini uzatarak, ona bela olan bu kişiyi, affettiğini söylüyor. Tam bu sırada da The One Above All sağ elin de merhamet olduğunu söylüyor. Sonra da oradan uzaklaşıyorlar.

Yani Hulk, The One Above All’un Çocuğu Mu?

The One Above All tüm çoklu evreni yaratmış bir güç. Ama anlıyoruz ki Hulk kavramını özel bir misyonla yaratmış. Onları var edip, evrende kaos ve düzen dengesini sağlıyor. Yani Hulklar aslında yaratanın kaos/düzen kontrol avatarları.

Az önce üzerinden geçtiğimiz bilmece gibi konuşmaları açınca vardığımız sonuç, Hulkların özgür iradesi ile kaosu ya da düzeni seçip, onu yaymaya yada savunmaya uğraştığını anlıyoruz. The One Below All’un avatarı olan Samuel Sterns yıllar önce karısını hiç dinlemeden evden kovarak, kardeşini öldürerek kaosu seçen bir Hulk türü olmuş örneğin. Az önce onun kanından gelen birini affeden Hulk da affederek sükuneti yani düzeni seçen bir Hulk olduğunu anlatıyor bize.

Bu durumda çoklu evrenin sol eli, yani güç ve yıkım eli, The One Below All sağ el, yani sevgi ve merhamet eli de The One Above All olarak yorumlanabilir. Bu elleri temsil edenler de Hulklar. 1901 yılında Robert Sterns, kardeşini öldürürken sol elini kullanıyordu, Hulk, Sterns’ün soyundan gelen birini affederken sağ eliyle ona destek oluyordu. Yani Hulk, Yaratıcı Gücün çocuğu değil ama genel itibariyle onun iyi ve kötü tarafının icracıları, avatarları olarak netleşmiş oluyor.

The One Above All’a Dair

Ek olarak bu hikaye ile The One Above All’a dair sorular aklımıza gelebilir.

Örneğin Above’un ve Below’un aynı güçler olduğunu artık anladık. Bu durumda ikisi de ne olduğunu hiç bilmediğimiz esas yaratıcı gücün avatarları olma olasılığı yüksek.

Yine örneğin çizgi romanın en manasız sorularından ”Bu duruma neden The One Above All müdahale etmedi?” sorusuna da bu hikaye cevap olabilir? Şöyle bakalım. The One Above All’un derdi düzen değil de denge, “neden müdahale etmedi” diye sorduğumuz olayların aslında dengeyi sağlamak amacıyla gerçekleştiğini kabul edip artık bu soruyu sormaktan kurtulabiliriz düşünüyorum. Zira “Ben var etmek için yok ederim.” diye kendi ağzıyla da söylemiş bulunuyor.