Nuke Kimdir?|Marvel Comics
Amerikan Devleti’nin gizli projeleri ve mahvettiği hayatlardan biri Nuke’un hayatı. Gariban bir çocukluktan nasıl ölüm makinesine dönüşmüş ve esas bizi ilgilendiren kısım Nuke’un tarihine bir Türkün etkisi.
Başlıyoruz.
Frank ““Nuke”” Simpson Kimdir?
1986 basımlı Daredevil #232'de bu karakteri ilk kez görüyoruz. Nuke olarak bildiğimiz bu karakterin gerçek ismi Frank Simpson. Annesi bir alkolik ve çocuklu döneminde onunla ilgilenmiyor. Babası da yoğun çalışan orta sınıf bir adam. İlgisiz kalan çocuk, bakıcısına aşık oluyor. Ama bakıcısı da babasına aşık durumda. Aşk üçgeni eksikmiş gibi, sorunlu çocuğun kendisine beslediği duyguları bilen kadın, onu manipüle ediyor ve Frank’i annesini öldürmesi için ikna ediyor.
Simpson’ın psikopatlık eğilimleri ilk bu yaşlarda ortaya çıkıyor. Ama kaderi şuursuz bir manyak olarak yaşamak değilmiş. Kaderi Amerikan Hükümeti’nin elinde kontrollü bir manyak olarak yaşamakmış.
Frank’in annesini öldürdüğü dönemde ,James “Logan” Howlett, Weapon Plus için çalışıyor. Weapon Plus yetkililerinin Frank Simpson’un akli dengesizliğine dair bilgisi var bu dönemde ve onu takip ediyorlar. Çocukken beynini yıkamak için de Logan’a onu kaçırma görevi veriyorlar. Logan operasyonu başarılı şekilde tamamlıyor ve Frank Weapon Plus programına dahil ediyor. Yani Nuke bir Weapon Plus ürünü.
Nuke ve Project Homegrown
Weapon Plus, Frank Simpson’ı 1953 yılından Vietnam Savaşı’na kadar özel bir projeden eğitiyor. Weapon Plus bünyesinde çalışan ve Vietnam Savaşı’na yönelik olan bu projenin ismi Project Homegrown. Weapon VII programı olarak da biliniyor. Bu projenin tek yaşayan deneği Frank Simpson. Onu sınır ötesinde kayıt dışı görevler yürütecek örtülü operasyonlar birliğine dahil ediyorlar. Bu operasyonlardan birinde tutsak düşüyor ve yoğun işkencelere maruz kalıyor. Bu dönem onun hayatında bir dönüm noktası çünkü suratındaki Amerikan Bayrağı bu dönemde hayatına giriyor. Hikayesi dramatik.
Bu dönemde, James “Logan” Howlett Weapon Plus için çalışıyor. Vietnam saflarına sızmış bir ajan. Frank Simpson’a sanki sorguluyormuş gibi ciddi ciddi işkence yapıyor. İşte bu işkencede Frank Simpson’ın suratına bayrak kazıyor Logan. Aslında bu, tüm operasyonun bir parçası. Weapon Plus beyin yıkama yöntemlerinden biri. Deneği çıldırtmak ve tetikleyici kelimeyi aktif hale getirmek. Bu işkence anı, Simpson’ın tamamen kayışı kopardığı an oluyor. Bu delirme anından sonra Frank kiminle savaşırsa savaşsın çoğu zaman Vietnamlılar’la savaştığını sanıyor.
Yani Simpson’ı Weapon Plus bugünkü haline getirmek için uğraşıyor ama noktayı teknik olarak Logan koyuyor. İronik olarak aynı Logan’ı Weapon Plus yıllar sonra Wolverine haline getiriyor. Logan, geçmişiyle yüzleştiği bir serüvende en rahatsız olduğu konulardan biri olarak Frank Simpson’a yaptığını anlatır.
Nuke ve Weapon VII Programı
Logan’ı Wolverine haline getiren Weapon X’den önce benzer 9 program daha vardı. Bizi bu içerik itibariyle Weapon VII ilgilendiyor. Weapon VII yani Project Homegrown, Vietnam Savaşı boyunca Frank üzerinde çalışmalarına devam ediyor. Deneylerinde sona gelindiğinde Frank Simpson anatomik olarak baştan aşağıya inşa edilmiş duruma geliyor. Sibernetik vücut parçaları, kurşun geçirmez deri, özel bir hapa bağımlılık. Detaylara Nuke’un güçlerinde gireceğiz.
Frank Simpson bu çalışmalar sonunda Nuke kod ismiyle tam bir ölüm makinesi haline geliyor fakat savaş bitiyor ve Project Homegrown rafa kaldırılıyor. Bu bürokratik boşlukta, Weapon VII’nin tek sonuç veren deneği de kayıplara karışıyor.
Nick Fury’nin 2014 yılında arşivlere dayanarak yaptığı bir açıklama da Frank’in gerçek hikayesi netleşiyor. Frank Simpson, Weapon Plus’da öldürmek için eğitilmiş ama savaş alanında daha çok arkadaşlarını korumayı seçmiş. Simpson bunu Kaptan Amerika’dan örnek aldığını söylüyor. Arkadaşlarını korurken bir çatışmada parçalanıyor ve Weapon VII programı ile sibernetik parçalarla tek vücut haline getiriliyor. Onu neden neredeyse bir cyborga çevirdikleri burada netleşiyor. Zihni de sadece verilen emirleri yerine getirmek için baştan programlanıyor.
Nuke vs Daredevil
Kayıplara karışan Simpson’ın, Güney Amerika’da bir generalin emrinde askerlik yaptığını anlıyoruz. Albay kod adlı bir helikopter pilotu ile ekipler ve bölgedeki asileri öldürüyor.
O kadar çok kişi öldürüyor ki haberleri Amerika’ya kadar gidiyor. Kingpin’in radarına giriyor ve Wilson Fisk onu vatanseverlik yalanlarıyla kandırıyor. Bu serüvende Daredevil’ın üzerine salaıyor Fisk onu ve Nuke Hell’s Kitchen’da kaos yaratıyor. Daredevil, Captain America ve kısmen Avengers’ın katkılarıyla, Nuke safdışı kalıyor. Öldüğünü sanıyoruz ama hükümetin onu Şili’de bir üsse taşıdığı anlaşılıyor.
Bu serüvende Nuke’un bilinçsiz, beyni yıkanmış bir zombi gibi davrandığını farkediyoruz. Hiç bir şuurunun olmadığı göze çarpıyor. Captain America’nın Nuke’la tanışması, kendisinde uzun sürecek bir vicdan azabı yaratıyor. Çünkü, Nuke’u kendisinden esinlenerek üretilmiş bir proje olarak görüyor. Bu serüven ayrıca Daredevil’ın silah kullanıp, ölüme sebep verdiği hikaye olarak da tarihe geçen bir hikayedir.
Nuke vs Wolverine
Yıllar geçiyor ve Wolverine’in Weapon Plus programı sorumlularını temizlemeye niyet ettiği bir döneme geliyoruz. Wolverine burada Beyaz Saray’a direkt saldıracak kadar niyeti bozuyor. Weapon Plus da kontrolden çıkan silahını durdurmak için kontrolünde olan bir silah gönderiyor. Nuke!
Wolverine’nin peşine düştüğü serüven Nuke için iki yönden önemli. Bu hikayede Nuke’un güçlerinde geliştirme olduğunu anlıyoruz. İkinci bir kalp takılmış ve ilaç bağımlılığı azaltılmış. Buna da güçlerinde gireceğiz. İkincisi de Daredevil macerasında şüphelendiğimiz şuursuzluk durumu tamamen gerçekmiş. Hafızası tamamen temizlenmiş, düşünmeyen bir ölüm makinesi haline getirilmiş. Hatta o kadar makine haline getirilmiş ki Güney Amerika’daki üsten tek tuşla kapatılma sistemi bile kurulmuş.
Wolverine ve Nuke ufak bir çatışma yaşasalar da Wolverine, Nuke’u etkisiz hale getiriyor. Ona yaptığı kötülüklerden sonra bir iyilikle borcunu ödemek istiyor. Emma Frost’a hafızasını getirebildiği kadar geri getirmesi ricasında bulunuyor.
Thunderbolt Nuke
Emma ona ne yaptı tam olarak bilmiyoruz. Ama fiziksel olarak düzeldiğini bir süre sonra Norman Osborn’un Thunderbolt ekibinde görünce anlıyoruz. Fakat burada Nuke ismini taşımıyor. Kod adı Osborn tarafından, Scourge olarak değiştiriliyor ve asıl kimliği ekip arkadaşlarından gizleniyor. Suratında bir maske ile ekibin liderliğini yapıyor.
Burada bir detay ilgi çekici. Nuke tam olarak iyileştiğinde, Osborn onu odasına çağırıyor ve suratında bayrak görünce şaşırıyor. Yani Osborn onu nasıl bilmiyoruz ama X-Men’den aldığında baştan aşağı fiziksel görüntüsünü düzeltmiş. Yani aslında X-men değil de Osborn onu iyileştirmiş olarak kabul edebiliriz. Zaten Wolverine de, Emma Frost’a Nuke’u teslim ederken, iyileştirilebileceğinden emin değildi.
Fiziksel görüntüsü düzeltilmiş olsa da zihinsel olarak hiç sağlıklı değil bu dönemde. Zaten akli dengesizliği yüzünden ekip liderliğini kaybediyor ve daha çok ekibin tetikçisi oluyor. Zihni tamamen temizlenmiş ve emir eri olmuş durumda. Ülkesi için görev yaptığını sanıyor ve Osborn’un kötü planlarının maşası oluyor.
Tek Kişilik Ordu Nuke
Meşhur kuşatma hikayesinin sonunda, Osborn’un yanında duran herkese olduğu gibi Nuke da suçlu konumuna düşüyor. Hatta büyük savaştan sonra komaya giriyor ve bilgisayar sistemleri ile hayatta tutuluyor.
Uzun süre kendisinden haver alamıyoruz. Derken Doğu Avrupa’da bir ülkede tam güçle beliriyor. Bu ülke Amerika’nın daha önce savaştığı ve geri çekildiği bir ülke. Nuke buraya tek başına saldırıyor ve yerli halkı Amerika’nın onlara sunduğu demokrasiye rağmen nankörlük yapmakla suçluyor. Önüne geleni öldürüp, her yere bayrak dikiyor. Cap’in ve Falcon’un uğraşlarıyla Amerika’ya dönse de anlıyoruz ki Ran Shen isimli Çinli bir örgüt liderinin girişimleriyle düzelmiş. Vatan sevgisi ve akli dengesinin bozukluğu yine sömürülmüş ve yine bir ölüm makinesi haline getirilmiş.
Ran Shen bununla da kalmıyor Nuke’un içine bir bomba yerleştiriyor ve SHIELD üssüne girince Nuke’u havaya uçuruyor. 168 SHEILD ajanı bu saldırıda ölüyor.
Nuke Özel Birlikte
Parçalarının Hydra’nın ölümcül suikastçılarından Vıper’ın eline geçtiğini anladığımız Nuke derlenip toplanmış şekilde Wolverine’in peşine salınsa da başırılı olamıyor. Ardından da Vıper’a hizmet etmeyi bırakıp Amerikan Hükümeti’ne dönüyor.
Amerikan Hükümetinin gizli görevlerini icra eden bir takımın üyesi oluyor. Güney Amerika’da bir ülkenin diktatörünü öldürmeye gittikleri bir görev ters gidiyor ve tüm takım yakalanıyor. Nuke’un kullandığı hapları ele geçiren yerel güçler, hapları seri üretiyor ve kendi Nuke Takımını yapıyor. Buna Nuke Platoon diyoruz.
Nuke karakterinin tarihinde bizi en yakından ilgilendiren belki de bu takım. Çünkü Nuke Platoon’un Marvel Comicsteki iki yaratıcısından biri Yıldıray Çınar. Böylece Marvel Comics’te bir ekipin yaratılışında bir Türkün imzası oluyor.
Faşist Nuke Platoon
Bu Güney Amerikalı Nuke Ekibi çok hayırlı işler yapmıyorlar. Ülkelerindeki mutantlara etnik temizlik niyetinde bulunuyorlar. X-Force kıyımı durdurmak için ülkeye geliyor ve serbest kalan Frank Simpson’ın desteği ile Nuke Platoon ortadan kalkıyor. Ardından da Nuke, görevini tamamlıyor ve diktatörü öldürüyor. 2021 itibariyle halen hükümet için çalıştığını varsayıyoruz.
Nuke’un Güçleri
Frank Simpsion’ın en bilinen gücü şüphesiz sibernetik vücut parçları. Yıllar içinde üzerinde yapılan düzeltme ve eklemelerle artık ona bir cyborg diyebiliriz. Sibernetik parçaları o kadar dayanıklı ki mermiler hiç etki etmiyor. Kendi içindeki bomba patladığında bile ana iskeleti sağlam kalmıştı. Adamantium kafatası ile Logan defalarca kafa attığında, hala konuşabilecek durumdaydı.
Derisi insan derisi değil. Baştan aşağı değiştirilmiş. Nanoteknoloji ile üretilmiş sentetik bir madde. İnsan derisine görüntü olarak çok benziyor ama özellikle mermilere karşı ilk direnci sağlayan bu sentetik yapı. Sonra derisinin altındaki sibernetik koruma giriyor devreye.
Saldırı güçlerine gelecek olursak, Nuke bir asker ve her türlü saldırı silahını kullanabiliyor. Saldırılarda onu farklı kılan bağımlı olduğu haplar. Üç tip hap kullanıyor. Saldırıya geçerken odaklanmasını ve adrenalini arttıran mavi hap. Mavi hapın ürettiği kimyasalı vücudundan temizleyen beyaz hap. Sakinleşmesini sağlayan mavi hap. Zamanla bu hapların kalbine çok yük olduğu anlaşılıyor ve sadece hapların yükünü taşıması için ikinci bir kalp ekleniyor vücuduna. Bir dönem de aslında hiç bir etkisi olmayan, sadece Simpson’a olduğunu inandıran haplar da kullandı. Yani plasebo hapları.
Nuke’a dair en az bilinen özellik Weapon VII’de aldığı yakın dövüş teknikleri. Birebirde çok korkulması gereken bir rakip. Marvel ölçeğinde 7 üzerinden 6 dövüş yeteneği var. Bu oldukça fazla dövüş sanatını biliyor demek. Black Widow, Deadpool, Cable, Spider-Woman, Moon Knight bazı bu seviyedeki dövüşçüler.
Her türlü yaralanmayı bir gecede tamamen iyileştirecek bir rejenarasyon özelliği var.
En sevdiği ve hep yanında taşıdığı silahı bir ağır makineli. İsmi Betsy. Silahın üzerinde öldürdüğü kişileri sayan bir sayaç var. Betsy aşık olduğu bakıcısının adı.
En büyük zayıflığı zihin rahatsızlığı. Büyük ihtimalle şizofren. Kendini devamlı Vietnam Savaşı’nda sanıyor ve etrafındaki herkese birden saldırabiliyor. Sürekli hayatını kaybedip ölen silah arkadaşları için savaştığını söyleyip duruyor.
Son bir bilgi olarak Nuke kod ismini sevmiyor.
Hangi Çizgi Romanlarda Nuke Bulabiliriz?
Yaklaşık 50 çizgi romanda beliriyor. Daredevil, 1986 #232 ve #233 başlangıç hikayesi. Wolverine: Origins, 2006 #1 ve #5 arası, Thunderbolts 2009, #136 ve #145 arası, Captain America, 2013 #11 ve #15 arası ve son olarak Weapon X, 2017 #12, #13, #14 ona dair bilgiler edinmek için yeterli olacaktır.